KEDİLER, KORONA ve FIP

BU SAYFADAKİ BİLGİLER 31 Mayıs 2024 İTİBARIYLA GÜNCELDİR.

FIP NEDİR?

FIP %100 öldürücü, viral bir kedi hastalığıdır. FCoV (kedigil corona virüsü) ile enfekte olan kedilerin bazılarında bu virüsün mutasyon geçirmesi ve kedinin bağışıklık sisteminin bu duruma belirli bir şekilde tepki vermesiyle ortaya çıkmaktadır. (Bu virüs, Covid-19 hastalığına neden olan insan corona virüsüyle (SARS-CoV-2) aynı aileden olsa da oldukça farklıdır ve insana bir zararı yoktur.)

FIP'in açılımı "bulaşıcı kedigil karın zarı iltihabı"dır (ing.: Feline Infectious Peritonitis) fakat kediye etkileri isminin çağrıştırdıklarından çok daha fazlasıdır çünkü neredeyse her organı ve dokuyu etkileyebilmektedir. FIP'e başlıca etkilerine göre farklı adlar verilir: "Islak FIP", bir vücut boşluğunda, özellikle karında ve göğüste sıvı birikmesiyle karakterize olur. "Kuru FIP"te sıvı birikmez. Kuru FIP'ın alt varyasyonları denilebilecek "nörolojik FIP", beyin ve/veya omuriliğin etkilenmesiyle, "oküler FIP" ise gözün etkilenmesiyle karakterize olur.

BİR KEDİNİN FIP OLMA OLASILIĞI NEDİR?

Öncelikle, FCoV taşıyıcısı olan her kedinin potansiyel olarak FIP riski taşıdığını bilmek gerekir. FCoV çok yaygın bir virüstür. Tek olarak bakılan ev kedilerinin %50'ye varan oranlarda; çok kedili evlerde, barınaklarda, kolonilerde yaşayan kedilerin %80-100'ünün bu virüsü taşıdığı tahmin edilmektedir. 

FCoV ile enfekte olan kedilerin çoğunda klinik bir işaret görülmemektedir ve hayatlarına sağlıklı olarak devam ederler. Bir kısmında, özellikle genç ve daha küçük kedilerde hafif ishal görülebilmektedir çünkü virüs bağırsak hücrelerinde çoğalmaktadır. Bu vakalarda da ciddi bir durum gelişmez. (Virus dışkı yoluyla kolaylıkla ortama yayılabilmektedir. Nemsiz atmosfer koşullarında, bulaştığı bir yüzeyde 7 haftaya kadar hayatta kalabilir. Ev deterjanları ve dezenfektanlarıyla kolaylıkla yok edilebilmektedir.)

Nedenleri şu anda tam olarak bilinmiyor olsa da FIP'e yakalanma açısından riskli gruplar şunlardır:

FIP'İN İŞARETLERİ NELERDİR?

FIP geliştiren kedilerde virüs vücuda yayılır ve kedinin bağışıklık sistemiyle olan etkileşimine bağlı olarak çok farklı klinik bulgular ortaya çıkarabilir. FIP'in erken işaretleri oldukça muğlaktır; genelde dalgalı bir yüksek ateş, letarji ve iştah azalmasına rastlanır. Genelde birkaç gün, hafta ya da hatta bazı durumlarda birkaç ay geçtikten sonra diğer işaretler ortaya çıkar. 

Önceleri hastalık ıslak ve kuru olarak iki tipe ayrılsa da günümüzde kedilerin bu iki tipi farklı zamanlarda ya da ikisinin bir karışımını yaşadığı düşünülmektedir. 

ISLAK FORM: Bu tipte ya da aşamada karında ve/veya göğüste sıvı toplanır çünkü virüs damarlara zarar vererek iltihaplanmalarına sebep olur (vaskülit) ve kandan karna ya da göğüse sıvı sızar. Karında toplanan sıvı karnın şişerek gerilmesine neden olur. (Hastalık ilk olarak bu vakalar üzerinden adlandırılmıştır.)

DİĞER FORMLAR: Vücudun başka organ ve dokularını etkileyen tip ya da aşamalardır. "Kuru FIP" olarak da adlandırılırlar. Virüs ve iltihap hücrelerini içeren, granülom olarak adlandırılan kütlelerin oluşmasına neden olurlar. Hastalığın bulguları etkilediği organa göre değişmektedir. Vakaların %30'unda bu iltihaplar gözleri, %30'unda beyni etkiler fakat karaciğer, böbrekler, akciğerler ve deri de dahil olmak üzere vücuttaki tüm dokuları etkileyebilirler. Buna bağlı olarak semptomlar çok geniş bir spektrumdadır, nörolojik rahatsızlıklar (yürüyüşte sendeleme ve dengesizlik ya da krizler), gözlerde kanama, karaciğer, böbrekler ve diğer iç organlarda lezyonlarla kendini gösteren muğlak belirtiler görülebilir.

KEDİYE FIP TEŞHİSİ NASIL KONUR?

FIP, teşhisi zor olan bir hastalıktır çünkü neredeyse hiçbir klinik işaret FIP'e has değildir, başka hastalıklar da bunların birini ya da bazılarını gösterebilmektedir. Bu nedenle, teşhis koyarken hem kedinin birçok FIP semptomunu aynı anda göstermesi hem FIP açısından riskli gruplarda yer alması hem belirli testlerde zaman içinde görülen değişimler hem görüntüleme bulguları hem de sıvı ve doku incelemeleri gibi birçok faktörün göz önüne alınması gerekmektedir.  

FIP'İN TEDAVİSİ YOK MU?

FIP'in yakın zamana kadar bir tedavisi yoktu. 2019 yılında, Davis'teki California Üniversitesi'nde bir virolog ve kedigil tıbbı uzmanı olan Niels C. Pedersen ve meslektaşları GS-441524 adlı antiviral bir ilacın virüsun çoğalmasını durdurduğunu, kedilerde kullanımının güvenli ve etkili olduğunu gösteren bir çalışma yayımladı. Bu çalışmada, 26 FIP'li kediden 25'inin, 12 hafta boyunca, GS-441524 enjekte edilerek başarılı bir şekilde iyileştiği gösterildi. (Ölen bir kedi, ilgisiz bir kalp problemi yüzünden ölmüştü.) Bu çalışma ıslak FIP'i kapsıyordu. 2020'de, bu çalışmanın devamı niteliğindeki bir çalışmada Dr. Pedersen'in ekibi aynı ilacın daha yüksek dozlarda nörolojik FIP tedavisinde de başarılı olduğunu gösterdi. Yenice bazı çalışmalarda ise GS-441524'ün oral versiyonlarının da başarılı sonuçlar verdiği ortaya kondu.

Bu gelişmelere rağmen GS-441524'ün lisanslı versiyonları piyasada olmadığı için günümüz itibarıyla, tüm dünyadaki FIP'li kedi sahipleri, Birleşik Krallık ve Avustralya'dakiler hariç, bu ilaca karaborsadan fahiş fiyatlara ulaşmak zorunda kalmaktadır. 

Avustralya'da daha önce, Birleşik Krallık'ta ise Ağustos 2021'den bu yana GS-441524, Kasım 2021'den bu yana da Remdesivir (GS-441524'le aynı biyolojik mekanizmayı kullanan bir ilaç), FIP tedavisinde kullanılmak üzere lisanslı ilaçlar olarak veterinerlere sunuldu ve bugüne kadar iki ülkede 1500 civarında FIP'li kedi %85'lere varan bir başarı oranıyla sağlıklarına kavuşturuldu. Bu verilerden yapılan çıkarımlarla Birleşik Krallık'ta veterinerlerden oluşan, ISFM bünyesinde kurulan bir "FIP Tavsiye Ekibi" öncülüğünde doğru tedavi biçimine dair bir kılavuz yayımlanmıştır.

ABD'de 1 Haziran 2024'te GS-441524 oral tabletleri FIP'li kedilerin tedavisi için Bova Group ve Stokes Pharmacy işbirliğiyle satışa sunulmuştur. (Haber)

FIP VE TEDAVİSİNİN TÜRKİYE'DEKİ DURUMU NEDİR?

Ülkemizde FCoV da, FIP de oldukça yaygındır; hatta bazen FIP'in belirli yerlerde salgın düzeyine ulaştığına dair haberler çıkmıştır.

Yukarıda bahsedilen resmi tedavide kullanılan ilaçlardan GS-441524'ü içerdiği iddia edilen karaborsa ürünlere TR'de fahiş fiyatlara bir süredir ulaşılabiliyor. Veterinerlerden aldığımız bilgilere göre tedavilerde başarı oranı da oldukça yüksek fakat bu tedavide kullanılan flakonlar şu anda 75$-85$ civarında ve kedinin kilosuna ve hastalığın durumuna göre bir flakon genelde 2-3 gün yetiyor ve tedavinin 84 gün kesintisiz sürmesi gerekiyor. Buna teşhis ve tedaviyle ilgili birçok yan masraf da ekleniyor.

Buna ek olarak, bir veterinerin hangi ilacı kullandığının, kullandığı ilacın içeriğinin ve oranlarının olması gereken şey olup olmadığının, kediye faydadan çok zararı olup olmayacağının da bir garantisi yok. Ticareti sağlığın önüne koyan veteriner profilinin ülkemizde oldukça yaygın olduğu düşünülürse kullanılması gereken ilacın yerine daha güvensiz ama kârlı ürünlerin kullanılması da fazlasıyla olası.

Özetle, bu tedavinin daha ulaşılabilir ve güvenli olması için İngiltere ve Avustralya'daki lisanslı iki ilacın, Tarım ve Sağlık bakanlıklarının ve Veteriner Hekimler Derneği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği, Kedi Hekimliği Derneği gibi ilgili kurumlarımızın çalışmalarıyla Türkiye'ye gelmesi ve veterinerlere sunulması gerekiyor. Eğer kedi sahibiyseniz böyle bir durumla karşılaştığınızda çaresiz kalmamak için web sitelerini paylaştığımız bu kurumlarla iletişime geçebilir ve iki lisanslı ilacın ülkemizde de kullanıma sunulmasıyla ilgili sorgulamada ve talepte bulunabilirsiniz.

KAYNAKLAR ve İLERİ OKUMA

Son güncelleme: 31 Mayıs 2024